Blog

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİDE TEMEL KAVRAMLAR: BİR TEKNİSYEN OLARAK TERAPİSTİN MALZEME ÇANTASINA GENEL BAKIŞ

Bir müzik enstrümanına her müzisyenin aynı estetiği vermesi beklenemez. Fakat bu estetik farkı sadece enstrümanın nitelikleri veya müzisyenin aldığı eğitimin kalitesi ile açıklamak mümkün değildir. Terapistin doğuştan gelen sanata yatkınlığını da eldeki malzemeyi kullanmadaki ustalığı açıklamak için hesaba katmak gerekir. Özellikle de bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi ‘beceri kazandırma deneyimi’ olarak tanımlanan bir yaklaşımda, terapist solo sunum yapan bir sanatçı olarak değil, daha çok bir orkestra şefi gibi düşünülebilir. Farklı seslerden (terapi teknikleri) bir harmoni oluşturmak terapistin sanatçı kimliği ile ilişkilidir. Freeman ve Dattilio (1992) bir terapist için en önemli klinik becerinin vaka formülasyonu (treatment conceptualization) oluşturabilmek olduğunu söyler ve devamında beş farklı terapist tiplemesinden bahseder. Bir teorisyen (theoretician) olarak terapist; temel terapi mantığı kavrandıktan sonra gerisinin sadece teknik manevralardan ibaret olduğunu düşünür ve dolayısıyla zamanını daha çok terapi eğitimleri vererek veya konu ile ilgili akademik çalışmalar yaparak geçirir, fakat kendisi terapi yapmaz. Bir teknisyen (technician) olarak terapist; terapiyi hastalığın bilişsel modelinden bağımsız olarak ‘biraz ondan biraz bundan’ şeklinde uygular. Bir dizi atölye çalışmalarına ve konferanslara katılır çünkü temel motivasyonu malzeme çantasına yeni ‘pratik teknikler’ eklemektir. Terapi uygulaması biraz Geştalt, biraz analitik, biraz davranışçı… kokar. BDT diye uyguladığı aslında kendince işe yaradığına inandığı bir teknikler dizisidir. Konu ile ilgili teorik ve felsefi k tartışmaları sıkıcı ve dikkat dağıtıcı olarak bulduğu için bunlardan uzak durur. Sihirbaz (magician) terapistin ise beceri veya tekniklere ihtiyacı yoktur. Karizmatiktir ve hasta ile haftada bir görüşmede oluşturacağı aura’nın şifa vereceğine inanır. Teorisyen terapist gibi sihirbaz da sıradan bulduğu (avamın işi) teknikleri uygulamakla kendini meşgul etmez. Değerli vaktini uzun ve gereksiz terapi eğitimi almakla tüketmediği için kendisi ile gurur duyar ve entelektüel birikimini sıra dışı dergilerde ezoterik konular üzerine yazmakta değerlendirir. Terapideki başarının temelde hasta ile yapıcı bir terapötik ilişki kurmaktan geçtiğine inanır. Unutulmaması gereken ise bu yücelttiği alanlarda kişisel becerilerinin çok iyi olduğudur. Bir de politikacı (politician) olarak terapist vardır. Politikacı pragmatiktir, hâlihazırda popüler olan ne o ise onu uygular ve gözü ufukta belirecek yeniliklerdedir. Oysa Freeman’ a (1990) göre, bir terapist yukarıda sayılan dört niteliği de barındıran bir klinisyen (clinician) olmalıdır. Yani; klinisyen gelişim ve davranış ile ilgili teorik çerçeveye hâkim, terapötik tekniklerden bu çerçeveye uygun olanlarını beceri ile kullanabilen ve hasta ile güçlü bir iletişim kurabilen terapisttir. Bu yazı dizisinde her ne kadar temel olarak terapistin teknisyen kimliğine vurgu yaparak daha çok malzeme çantasına göz atmayı hedefliyorsak da bu malzemelerin nerede ve nasıl kullanılacağını açıklarken yukarıda terapistin saydığımız diğer niteliklerine de yeri geldikçe değinilecektir. Bu sayıda temel olarak vaka formülasyonu ele alınacak olup, gelecek sayılarda da diğer temel kavramlardan, davranış deneyleri, davranış aktivasyonu ve tipik bir terapi görüşmesinin bileşenleri gibi konuların işlenmesi hedeflenecektir. Devamı için tıklayınız.

Leave a comment

©2022 MOSO